Mimarlara Mektuplarım
AYRILIK ÇEŞMESİ SOKAĞI YIKIMI
Arif Atılgan
Kamuoyu uzun süredir Haydarpaşa projeleriyle ilgilenirken, sessiz sedasız Ayrılık Çeşmesi Sokağı yıkılmaya başlandı. Geçtiğimiz hafta 14 evi yıkılan bu sokak, Haydarpaşa Garı ile aynı yaşlardadır.
Yaklaşık yüz yıldır dokusunu muhafaza ederek yaşamış olan sokak, adını hemen yanı başındaki Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı’ndan alır; mezarlık da köşesindeki Ayrılık Çeşmesi’nden.
Ayrılık Çeşmesi 1600 yılında yapılmış, 1638 yılında IV. Murad’ın Bağdat seferine çıkışından itibaren adıyla anılmaya başlanmıştır. Osmanlı padişahları Topkapı Sarayı’ndan Üsküdar’a geçer, Üsküdar’dan Menzilhane – Karacaahmet Türbesi – Ayrılık Çeşmesi istikametini takip ederek bu çeşmenin başına gelir, buradaki Haydarpaşa çayırında talim yapan ordunun başına geçerek Anadolu’ya giderlermiş. Bu sebepten dolayı da yukarıda tarif edilen istikamete Osmanlı’nın ‘Tören Yolu’ denirmiş.
Ayrılık Çeşmesi
Ayrıca hacı kafileleri de Kâbe’ye gitmek için Ayrılık Çeşmesi önünde buluşur, buradan yola çıkarmış. Kâbe’ye hediyeler götüren askerî birlik olan Sürre Alayı da Üsküdar’dan Tören Yolunu takip ederek bu çeşmenin başına gelir, Hacı kafilesi ile birleşirmiş. Yani 400 yıldır değişmeyen bu çeşmenin bulunduğu nokta, Tören Yolunun bitiş noktası olmasından dolayı önemlidir.
Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı ise 1700’lü yılların sonlarından itibaren defin yapılan Müslüman-Türk Mezarlığıdır. Saray ileri gelenlerinin gömülü olduğu bu mezarlık, günümüze kalan mezar taşları ile ayrı bir değer taşımaktadır. Aslında Kızıltoprak’a kadar devam eden Karacaahmet Mezarlığının günümüze kalan uç kısmıdır.
İşte bu üçlü (çeşme, mezarlık ve sokak) Marmaray Projesi sebebiyle Haydarpaşa ile birlikte yok olma tehlikesi içindeydi. Ayrılık Çeşmesi Sokağı yıkımıyla bu konudaki başlangıç yapılmış olmaktadır.
Ayrılık Çeşmesi Sokağının Yıkılmadan Öncesi Ve Yıkıldıktan Sonrası
Biz toplu ulaşıma, özellikle raylı toplu ulaşıma hiçbir zaman karşı çıkmadık; sadece bilinen geçmişi 2700 yıl olan İstanbulumuzun tarihî değerine zarar verilmeden projelerin uygulanmasını istedik. Yani İstanbul’a proje yapmanın ve uygulamanın zor olduğunu, bu zoru başararak İstanbul’a zarar vermeden projelerin gerçekleştirilmesini istedik. Yoksa iki nokta arasını rasgele yıkarak birleştirmek herkesin yapabileceği bir iştir ve de işin kolayıdır.
Görülüyor ki işin zoru değil, kolayı tercih edilmektedir. Halbuki Marmaray Projesi 10-15 yıl önce gündeme ilk geldiğinde, Söğütlüçeşme’den yeraltına gireceği ve Avrupa yakasına o şekilde geçeceği anlatılıyordu. Ne Haydarpaşa’ya ne de Ayrılık Çeşmesi’ne dokunuluyordu.
Bugünkü yeni projeyle nerelere ne zarar verilecek, hep birlikte önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Bölge Temsilciliği 25 Ağustos 2006 tarihinde, ayrıca Kadıköy Kent Konseyi de Kadıköy Belediyesi aracılığıyla 4 Ekim 2006 tarihinde 5 no’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na Ayrılık Çeşmesi, Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı, Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nın Rasimpaşa SİT alanı içerisine alınarak korunmasını talep eden yazılarla başvuruda bulunmuşlardır.
Bugüne kadar adı geçen kuruldan bu konuda hiçbir bilgi alınamamıştır. Bölgemizde tarihî değeri olan bu çeşme, mezarlık ve sokak ile ilgili görüşme zamanı bulunamamışken, Kadıköy-Haydarpaşa arasındaki dolgu alanının Rasimpaşa SİTalanı içerisine alınması düşünülebilmiştir.
Şimdi sormak gerekmez mi?
Kamu yararı sağlayacak konuların kurulların gündeminde öncelikle yer almasını sağlamak için nasıl bir yöntem izlemek gerekir, gelen yazılara hangi değerlendirmeye göre cevap gönderilir, gündemler nasıl ve hangi sıraya göre yapılır?
Bu sorulara her ilgili kesim eklemelerde bulunabilir, ancak görünen odur ki Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nın ardından Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı da yok olacak, Ayrılık Çeşmesi ise başka bir yere taşınacaktır. Oysa çeşmenin bulunduğu nokta önemlidir.
Şimdiye kadar Kadıköyümüzde bilinçsizce yok edilmiş tarihî değerler vardır. Bundan sonra elde kalanlara daha sıkı sahip çıkılması gerekirken yok etmenin tercih edilmesi üzüntü vericidir.
Sırada, Haydarpaşa, Kuşdili Çayırı, Kadıköy PTT Binası ve diğerlerinin olduğunu duyuyoruz. Bir zaman sonra hafızasını kaybetmiş bir kentte metrolara binerek seyahat edeceğiz. Yapılması düşünülen iş merkezleri ve modern binaların arasında kentlilerin olmadığı bir kent mi yaratılacaktır?
Böyle bir “şey”in kente değil, büyük bir lunaparka benzeyeceği düşünülmüyor mu?
Buna sebep olanlar, gelecek kuşaklar tarafından hiç hayırla anılmayacaklardır.
ARİF ATILGAN Mart 2007 Mimarlara Mektup
Sevgili Dostlar
Bu yazıyı yazdıktan sonraki gelişmeleri aşağıdaki fotoğraflar belli ediyordur sanırım.
Ayrılık Çeşmesi üç yalaklı haline getirilmeli, arkasındaki namazgah ortaya çıkarılmalıdır. Mezarlıktaki taşlar restore edilerek ayağa kaldırılmalı çevre temizlenmelidir. Sokak ise kesinlikle bütünüyle korunmalıdır.
Bu sokaktan ev almayı düşünüyordum. O zaman bu fikrimden vaz geçmekten başka çare görünmüyor.
Bu sokaktan ev almayı düşünüyordum. O zaman bu fikrimden vaz geçmekten başka çare görünmüyor.
[…] https://www.arifatilgan.com/ayrilik-cesmesi-sokagi-yikimi/ […]